süzmek

süzmek
işlik
1) Suwuklygy arassalamak üçin süzgeçden geçirmek.
∙ Dury nebit önümlerini süzüp almaklygy plan garanyňda 1, 2 prosent artdyrmaly. («Sowet Türkmenistany» gazeti)
2) Ýuwaşlyk bilen sorup içmek, hezil edip içmek.
∙ Gök çaýy süzmesem bolmaz. («Sowet edebiýaty» žurnaly)
Ýazuw düzgüni: Ýöňkeme bilen üýtgände ikinji bogunda ü eşidilen ýerinde ýazylýar.
Meselem süzmek - süzdüm, süzdüň, süzüpdir.
göz süzmekseret göz
∙ Serdarjyk ýadady bökjekläp gezip, ol indi irkilýär gözlerin süzüp. («Sowet edebiýaty» žurnaly)

Türkmen diliniň düşündirişli sözlügi. 2015.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Смотреть что такое "süzmek" в других словарях:

  • süzmek — süzmek, I, 450; I I, 9 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • süzmek — i, er 1) Bir sıvıyı, içindeki katı maddelerden ayırmak için bez veya delikli bir kaptan geçirmek Suyu süzmek. Şerbeti süzmek. 2) Bazı sıvıların yoğunlaşmasına yol açan, katı ve tortulu maddeleri bu sıvılardan ayırmak Sirkenin tortusunu süzmek. 3) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kedi ciğere bakar gibi bakmak (veya süzmek veya seyretmek) — imrenerek bakmak Derin bir hayranlıkla gözlerini kıza kaptırmış, kedi ciğere bakar gibi süzüp duruyordu. H. R. Gürpınar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tepeden tırnağa süzmek — herhangi bir sebeple birine dikkatlice bakmak Önce onu tepeden tırnağa şöyle bir süzdü. A. İlhan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • göz ucuyla süzmek — iyice tanımak, bilmek veya dikkat çekmek amacıyla hafif kısık gözle incelemek, bakmak Sokakta göz ucuyla süzdüğüm kadının bana ehemmiyet vermediğini görürsem hoşça bir latife söyleyiveririm. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • göz kaş süzmek — dikkatle ve hissettirmeden bakışlarla kontrol altında tutmak Anlamlı anlamlı birbirine işaretler yaparak, göz kaş süzerek Emine ye uzun uzun bakıyorlar. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • göz süzmek — baygın ve anlamlı bakmak Bir göz süzmeler, bir gülümsemeler, bir kırılıp dökülmeler... Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • TERSİN — Süzmek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Грамматика турецкого языка — Турецкий язык относится к агглютинативным (или «приклеивающим») языкам и, тем самым, существенно отличается от индоевропейских. Содержание 1 Морфология 1.1 Гармония гласных 1.2 Число …   Википедия

  • göz ucu — is. Yan göz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller göz (veya gözünün) ucuyla bakmak göz ucuyla görmek göz ucuyla süzmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük


Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»